21 Mart 2020 Cumartesi

Kral Kaybederse / Gülseren Budayıcıoğlu







Yazar: Gülseren Budayıcıoğlu

1. Basım: Şubat 2015

Tür: Roman

 

Eğitim: 

TED Ankara Koleji

Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Psikiyatri Uzmanlık Eğitimi

 

Kitap, bilinçaltımızın bizim bir sonraki yapacaklarımıza, gelecekte yaşayabileceklerimize, yazarın net tabiriyle kaderimize nasıl yön verdiğinin altını çiziyor. Aslında biliçaltımız yani daha önce yaşadıklarımız ister istemez durmaksızın yaşadıklarımızı, deneyimlediklerimizi kaydediyor ve bu kayıtlar arayışlarımıza doğru bizi sürüklüyor. Eğer kaydedilenler olumsuzsa biz farkında olmadan o olumsuzluğa doğru yol almaya devam ediyoruz. Mutsuzluk, duygusal çöküşler beraberinde gelebiliyor ve o anlarda bunların bizim kaderimiz olduğunu, hep de bu işlerin böyle gittiğini söyleyerek isyan ediyoruz. Aslında bu isyanın yerine çözümün bilinçaltımızı çözümlemek, bu olumsuz tekrarların ana sebebinin kayıt altına alınan deneyimlerimiz olduğunu bilmek gerekiyor. Kitap bu konuda ciddi bir farkındalık yaratıyor çünkü yazarımız psikiyatr. Evet kararlarımız bizi birden fazla olumsuzluklara yönlendiriyorsa bir alışkanlıktan söz ediyor olmalıyız. Daha önce deneyimlemiş olduklarımız bizi bir alışkanlığa sürüklüyor olabilir ve kararlarımızın sonuçlarını da yine daha öncekiler gibi olmasını isteyebiliriz. Bunu kırmanın önemli olduğunu söylüyor yazar. Bunun da ancak bir psikiyatr ile mümkün olacağını söylüyor. Yazar kendini de karakter olarak sokuyor kitaba ve bizzat kendi psikiyatr merkezinin adını söylüyor. Azıcık bir reklam hissediyorsunuz tabii burada. Kitaba dönersek eğer kitabın baş kahramanları Kenan, Fadi, Handan. Kenan çok yakışıklı, iyi giyimli, etkileyici parfüm kokusu olan, kadınları peşinden koşturan ve eşini, metresini durmaksızın elinde olmadan veya olarak aldatan bir adam. O'na yetmiyor kadınlar, O'nda sevgi, aşk yok sadece doyumsuzluk var. Sevilmekten ziyade tapılmak, şımartılmak ve bir yandan da kendini yalnız hissetmemek istiyor. Ve bir gün 10 yıllık sevgilisi Fadi bu duruma karşı çıkıp, 10 yılının acısını duygusal bir patlamayla dışarı vuruyor. O zamandan sonra herkes için işler değişiyor. Anlamsız bir şekilde yanında eşi olarak duran Handan’ın, 10 yıllık metresi olan Fadi’nin ve Kenan’ın. Hepsinin şu anda aldıkları kararlarının uçlarının aile hayatlarına, çocukluklarına dayandıkları açıkça kitapta söyleniyor. Bu anlamda kitap bize farkındalık getiriyor. En ufak yaşanmışlık bile hayatımızın açısını değiştiriyor. Şu an yaşadıklarımızın getirdikleri olumsuzluk ve olumluluk terazisine göre bilinçaltımızı revize etmemiz de yarar olabilir. En ufak bir kayıt bile önümüzdeki koca bir bloğu kaldırıp, hayatımızı daha olumlu hale getirebilir. Kitap içinde Kenan’ın üzerinden giden anlatımlar bana bazen fazla uzun geldi, özellikle yarısından sonra diğer karakterler için yapılan anlatımlar da uzatılıyormuş hissi yarattı bende. Artık kahramanların ne duruma geldiklerini bir an önce öğrenmek istiyorsunuz. Genel olarak kitabı keyifli okudum diyebilirim. Bilinaltımızın farkındalığını arttırmak için de size faydalı olabileceğini düşünüyorum.      

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Benim Adım Kırmızı / Orhan Pamuk

Benim Adım Kırmızı 1591 yılında, İstanbul’un on karlı kış gününde, Atmeydanı, Bayezid, Edirnekapı, Cibali gibi İstanbul merkezlerinde geçe...