1 Nisan 2020 Çarşamba

Kaplumbağa Terbiyecisi / Emre Caner







Yazar: Emre Caner

1. Basım: Aralık 2008

Tür: Roman

Eğitim: İlk ve orta okulu Yükseliş Koleji'nde devam etti. Ankara Atatürk Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Bölümünü bitirdi.

 

 İlk olarak bu kitabı okuduğum için çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. Emre Caner sayesinde Osman Hamdi Bey'in hayatı, yaptıkları, başarıları, ailesi hakkında oldukça bilgilendim. Emre Caner tüm bunları açık, akıcı, okuyucuyu rahatlıkla içine çeken bir dille anlatmış. Kendisinin ressamlık dışında müze müdürü, arkeolog, güzel sanatlar akademisi müdürü olarak çalıştığını bilmiyordum. Çok çalışmış ve aydın düşüncelerine icraatlarıyla saygı duydurtmayı bilmiş. Okurken 19. yüzyıl Osmanlı Devleti'nin çalkantıları arasında Osman Hamdi'nin hangi önemli işlere imza attığını öğrendim. Daha önce Osmanlı'da hiç bilinmeyen, yapılmamış mesleklerle uğraşmış bir Osman Hamdi. Aslında Osman Hamdi'nin en ünlü başyapıtı olan Kaplumbağa Terbiyeci'sindeki kaplumbağa terbiyecisi mesleğinin de var olup olmadığı, nerede çalıştıkları bilinmiyordu. Belki Osman Hamdi tablosundaki bu bilinmeyen meslekle kendini özdeşleştirmiş ve anlatmış olabilir.


Kaplumbağa Terbiyecisi

Osman Hamdi 1860 Nisan ayında babası İbrahim Edhem Paşa tarafından hukuk okuması için Paris'e gönderilir. O sıra Osmanlı padişahı Tanzimat ve Islahat fermenlarını ilan eden I. Abdülmecid'dir. Osman Hamdi Paris'e gidip eğitimine başladıktan sonra hukuk okumak istemediğini farkeder, hisseder ve resim okumayı tercih eder. Beaux Arts'da Jean Leon Gerome, Osman Hamdi'ye hocalık yapar. Bu arada Fransız olan Maria'yla evlenir. Paris'te bulunduğu sıralarda 1867 Mayıs ayında İmparator III. Napolyon'un I. Abdülmecid'den sonra padişah olan Abdülaziz'i Paris'e bir sergiye davet edildiği kitapta geçer. Orada çok şahşahalı bir şekilde karşılanır. Osman Hamdi eşiyle birlikte İstanbul'a gelir ve ailesiyle birlikte yaşamaya başlar. Fatma ve Hayriye adında iki kızları olur. Gönüllü olarak Bağdat valiliğine atanan Midhat Paşa ile birlikte Bağdat'ta çalışırlar. Çalışma arkadaşları içinde Ahmet Mithat da vardır. 1873'te Viyana'ya gider ve orada Maria (Nahile) adında başka bir kadınla tanışır, O'nunla evlenir, İstanbul'a birlikte gelirler ve eski eşinden ayrılır. Birinci eşi Maria duygusal olarak kırgındır Osman Hamdi'ye.  Büyük kızı Fatma Osman Hamdi ile kalır fakat küçük kızı Hayriye Maria ile birlikte Fransa'ya geri döner. 1876 Mayıs ayında Midhat Paşa'nın görüşlerini savunan Darülfunun öğrencileriyle sokaklarda yürüyüşe çıkarlar. O sıralar Meşrutiyeti ilan etmek isterler. 30 Mayısta donanma, topları Dolmabahçe'ye çevirir, askeri birlikler Abdülaziz'i teslim alıp eski saraya götürürler. Yeni padişah Abdülaziz'in yeğeni Şehzade V. Murad olur. Sonrasında Abdülaziz odasında iki bileği kesik, ölü bir şekilde odasında bulunur. V. Murad sadece 3 ay tahtta kalır. Psikolojik olarak da tahta yeterli gelmemiştir. V. Murad'ın yerine Meşrutiyet sözü veren II. Abdülhamit tahta geçer. Edhem Paşa da bir ara sadrazamlık yapmıştır bu süre içerisinde. Tüm bu olaylar olurken Osman Hamdi yeniliklerin peşinden koşarak, sanata gereken önemi vererek devamlı çalışmıştır. Osman Hamdi diğer devletlerin Osmanlı'da kazı yapıp tarihi eserleri kendi ülkelerine götürdüklerini farkeder, bunların önüne geçmek için sarayı uyarır, kendisi de kazı yaptırtıp tarihi eserlere sahip çıkar, müze yaptırtıp eserleri sergiler, Sanayi-i Nefise Sanat okulunu açar. İmparatorluk Müzesi'ni ve Çinili Köşkü yaptırır. Devamlı sanatın koruyucusu ve geliştiricisi olur.  Kısacası Osman Hamdi Bey'in resim sanatı dalında Osmanlı Devleti'ndeki emekleri çoktur.

Bu keyifli, bilgilendirici, akıcı roman için teşekkürler Emre Caner...

Hazır Osman Hamdi Bey'den bahsetmişken, birkaç eserine de bakmak keyifli olur diye düşündüm.


Silah Taciri - Vikipedi               İki Müzisyen Kız | Pera Müzesi Blog

SENSIBILE AL SIGNIFICATO ED ALL'EFFIMERO DELLA VITA – Osman Hamdi ...

Görünenin Ötesinde Osman Hamdi Bey

osman hamdi, mihrap, tablo, resim, islamiyete hakaret, cami, sanat ...

Osman Hamdi Bey'in eserine rekor fiyat: 'Kuran Dersi'ne 34.5 ...

Dosya:OSMAN HAMDY BEY TURKISH 1842-1910 THE SCHOLAR.jpg - Vikipedi

31 Mart 2020 Salı

Günebakan / Cüneyt Özdemir





Yazar: Cüneyt Özdemir

1. Basım: Mayıs 2018

Tür: Deneme

Eğitim: İlk ve orta okulu Yükseliş Koleji'nde devam etti. Ankara Atatürk Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Bölümünü bitirdi.

 

Hayal kurmayı ve hayallerini hayata geçirmeyi en büyük erdem olarak görmektedir diyor CNN Türk Cüneyt Özdemir için. Bu kitabı yaz aylarında yazmış ve içinden geçenleri direk birebir okuyucuyla paylaşmış kitabında. Entellektüel açıdan dopdolu bir insan olduğu için en basit bir konu hakkındaki düşüncelerini bile kendisiyle monolog dahi olsa paylaşmak istiyorsunuz. Şiir, siname, zenginlik, fakirlik, happy hour, mimari eserler... Denemeler gündelik hayatındaki konularla ve kendisinin düşünceleri, duyumsadıkları ile ilintili. Kitabın en hoşuma giden tarafı her deneme için Cansu Güney tarafından yapılmış resimler. Bana küçüklüğümde okuduğum masal kitaplarındaki hayallerimi daha da güzelliklerle aralayan resimleri hatırlattı. Kitabı çok keyifli bir hale getirmiş. Bu kitapta Cüneyt Özdemir'in bazı cümlelerini alıntılayarak sizinle paylaşmak istiyorum.

  • Yaşadığımız toplumda bizlere mutluluğun formülü ya da reçetesi benzer kodlarda dayatılıyor. Belli sınırların dışında bırakın dilek tutmayı, farklı hayallere bile izin yok.
  • Oysa ister bilim insanlarının aklına tutunun, isterseniz kendinizi kadercilik ipi ile hayata demirleyin, evrenin süprizleri karşısında bir karınca kadar hükmümüz yok!
  • Ancak hayvanların anlayabileceği tuhaf bir tedirginlik var her yerde.
  • Rüyalarla hayaller arasında zaman ve mekan sıçramaları dünyanın prangalarını hafifletir.
  • Son zamanlarda Türkiye’de turizmin yeni alametifarikası “mutluluk saatler”nin tek alıcısı          sanırım yeni kuşağın obez ve mutsuz gençleri. Özellikle babalarının nasıl kazandığını                  kestiremediğim paralarını pahalı içkiler açtırıp, hatta zaman zaman birbirlerinin        üzerine püskürterek harcamakta maharetli bu sonradan görme kuşak için mutluluğa ulaşmak bu kadar basitmiş gibi gözükse de aslında hiç kolay iş değil.
  • Unuttuğumuz kadar uzun bir zamandır, kendimize ait olmayan pek çok davranışı, huyu, imajı, yalanı sadece “yakıştığı” için bir elbise gibi üzerimize giyiyoruz. Bir süre sonra çıplak kalmaktan utanan insanlar gibi kendimiz ağır geliyor kendimize. Giyinilen bütün o şık sözcükler, beyaz yalanlar, küçük kıvrımlar, gizlenen hazımsızlıklar, üstü örtülü kıskançlıklar, saklamaya çalıştığın hırslar ve bütün bunların meyvesi “anılar” derinize yapışan dalgıç elbiseleri gibi size kaplıyor. Unutuyoruz, erteliyoruz ve gömüyoruz kendimizi kendimize.
  • Doğunun icat ettiği zaman makinesi, mahalle arasında görülmeyen dilek ağacı, olmayacak bir dileğin yarısıdır fal.
  • Yedikleri yemekleri paylaşmadan doymayanlarla yaşıyoruz. Eğlendiklerini göstermeden eğlenmeyenlerle...
  • Göstergebilimin kapıları kapatıp anahtarı derin bir denize attığı bir çağ yangınındayız. Göstere göstere ölüyoruz.
  • Anı paylaşmanın, anı yaşamaktan daha büyük bir afrodizyağa dönüşmesinin sihri ve sırrı tam da burada gizli işte...
  • Ve size kötü bir haberim var, bir şeyi çok dileyince olmuyor ne yazık ki... O şey için karar alıp, çalışıp, uygulayıp, hak edince oluyor.
  • Teknolojinin parlak ışıkları sadece birbirimize karşı değil gökyüzü hallerine karşı da bizleri bakarkör yaptı.
  • Şehirlerin parlak ışıkları gökyüzünde yıldızları kararttı, dolunayın romantikliğini çaldı. Düne kadar biz yakın, yıldızlar uzaktı. Artık herkes her şeye yıldızlar kadar uzak kaldı.
  • Bir varmış bir yokmuş kıvamında, bir masal kahramanı gibi yaşanıyor dünün hayli kurumsal hayatları. İskambilden kulelere dönen kariyerler, kağıttan şatolar içinde yaşanan aşklar, kumdan, kalelere gizlenen sevgililer.


    Teşekkürler Cüneyt Özdemir...



 



 

 

 

 



 

 

Benim Adım Kırmızı / Orhan Pamuk

Benim Adım Kırmızı 1591 yılında, İstanbul’un on karlı kış gününde, Atmeydanı, Bayezid, Edirnekapı, Cibali gibi İstanbul merkezlerinde geçe...