Yazar: Gülseren Budayıcıoğlu
1. Basım: Şubat 2015
Tür: Roman
Eğitim:
TED
Ankara Koleji
Ankara
Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Hacettepe
Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim
Dalı, Psikiyatri Uzmanlık Eğitimi
Kitap,
bilinçaltımızın bizim bir sonraki yapacaklarımıza, gelecekte
yaşayabileceklerimize, yazarın net tabiriyle kaderimize nasıl yön verdiğinin
altını çiziyor. Aslında biliçaltımız yani daha önce yaşadıklarımız ister
istemez durmaksızın yaşadıklarımızı, deneyimlediklerimizi kaydediyor ve bu
kayıtlar arayışlarımıza doğru bizi sürüklüyor. Eğer kaydedilenler olumsuzsa biz
farkında olmadan o olumsuzluğa doğru yol almaya devam ediyoruz. Mutsuzluk,
duygusal çöküşler beraberinde gelebiliyor ve o anlarda bunların bizim kaderimiz
olduğunu, hep de bu işlerin böyle gittiğini söyleyerek isyan ediyoruz. Aslında
bu isyanın yerine çözümün bilinçaltımızı çözümlemek, bu olumsuz tekrarların ana
sebebinin kayıt altına alınan deneyimlerimiz olduğunu bilmek gerekiyor. Kitap
bu konuda ciddi bir farkındalık yaratıyor çünkü yazarımız psikiyatr. Evet
kararlarımız bizi birden fazla olumsuzluklara yönlendiriyorsa bir alışkanlıktan
söz ediyor olmalıyız. Daha önce deneyimlemiş olduklarımız bizi bir alışkanlığa
sürüklüyor olabilir ve kararlarımızın sonuçlarını da yine daha öncekiler gibi
olmasını isteyebiliriz. Bunu kırmanın önemli olduğunu söylüyor yazar. Bunun da
ancak bir psikiyatr ile mümkün olacağını söylüyor. Yazar kendini de karakter
olarak sokuyor kitaba ve bizzat kendi psikiyatr merkezinin adını söylüyor.
Azıcık bir reklam hissediyorsunuz tabii burada. Kitaba dönersek eğer kitabın
baş kahramanları Kenan, Fadi, Handan. Kenan çok yakışıklı, iyi giyimli,
etkileyici parfüm kokusu olan, kadınları peşinden koşturan ve eşini, metresini
durmaksızın elinde olmadan veya olarak aldatan bir adam. O'na yetmiyor
kadınlar, O'nda sevgi, aşk yok sadece doyumsuzluk var. Sevilmekten ziyade
tapılmak, şımartılmak ve bir yandan da kendini yalnız hissetmemek istiyor. Ve
bir gün 10 yıllık sevgilisi Fadi bu duruma karşı çıkıp, 10 yılının acısını
duygusal bir patlamayla dışarı vuruyor. O zamandan sonra herkes için işler
değişiyor. Anlamsız bir şekilde yanında eşi olarak duran Handan’ın, 10 yıllık
metresi olan Fadi’nin ve Kenan’ın. Hepsinin şu anda aldıkları kararlarının
uçlarının aile hayatlarına, çocukluklarına dayandıkları açıkça kitapta
söyleniyor. Bu anlamda kitap bize farkındalık getiriyor. En ufak yaşanmışlık
bile hayatımızın açısını değiştiriyor. Şu an yaşadıklarımızın getirdikleri
olumsuzluk ve olumluluk terazisine göre bilinçaltımızı revize etmemiz de yarar
olabilir. En ufak bir kayıt bile önümüzdeki koca bir bloğu kaldırıp, hayatımızı
daha olumlu hale getirebilir. Kitap içinde Kenan’ın üzerinden giden anlatımlar
bana bazen fazla uzun geldi, özellikle yarısından sonra diğer karakterler için
yapılan anlatımlar da uzatılıyormuş hissi yarattı bende. Artık kahramanların ne
duruma geldiklerini bir an önce öğrenmek istiyorsunuz. Genel olarak kitabı
keyifli okudum diyebilirim. Bilinaltımızın farkındalığını arttırmak için de
size faydalı olabileceğini düşünüyorum.